Gastrik Bypass Ameliyatı

(Roux-en- y Gastric Bypass)

Yazı Başlıkları

Mide baypası ve RNY gastrik bypass gibi farklı isimlerle de bilinen Gastrik Bypass en sık başvurulan obezite cerrahileri arasında yer alır. Tüp mide ameliyatı sırasında yalnızca mide hacmi kısıtlanırken, gastrik bypass ameliyatı sırasında hem mide hacmi küçültülür hem de besin emilimi azaltılır. Böylece obezite hastaları daha hızlı kilo verebilirken fazla kilo nedeniyle yaşanan ikincil sağlık sorunlarının da gerilemesi sağlanabilir.[1]

Gastrik Bypass Ameliyatı

Gastrik bypass operasyonu açık veya laparoskopik yöntemle gerçekleştirilebilir ve temel olarak iki aşamalı bir cerrahi olma özelliği gösterir. Operasyonun ilk aşamasında yemek borusu ile midenin birleştiği bölgenin hemen altından, midede küçük bir cep oluşturulur. Oluşturulan yeni midenin hacmi yaklaşık 28 gramlık yiyecek barındırabilir. Bu işlem operasyonun besin alımını kısıtlayıcı aşamasıdır.

Gastrik Bypass Hakkında En Çok Sorulan 42 Soru ve Cevapları

Tüp Mide Ameliyatı hakkında detaylı bilgi için Tüp Mide Ameliyatı yazımızı okumanızı öneririz.

Gastrik bypass operasyonun ikinci aşaması bypass aşamasıdır; ince bağırsak kesilir, midede oluşturulan küçük cep ile ince bağırsağın “duodenum” adı verilen bölgesinin bağlantısı koparılır. Midenin küçük kısmı ince bağırsağın daha alt kısmında yer alan ve “jejunum” adı verilen kısmına bağlanır. Bu teknik “Roux-en-Y” olarak adlandırılır. Daha sonra midenin geniş kısmına bağlı olan ince bağırsak (duodenum), daha ileri bir noktada, küçük mide ile bağlantılı bağırsak bölümüyle (jejunum) birleştirilir. Gerçekleştirilen bu işlemlerin ardından tüketilen besinler küçük mide cebinden ince bağırsağın başlangıç noktası atlanarak doğrudan jejunum kısmına ulaşır. Böylece besinlerin emilimi de azaltılmış olur.[2]

Gastrik bypass ameliyatı 2 – 4,5 saat sürebilir. Operasyondan sonra hastaların 2-8 gün hastanede kalmaları gerekebilir.[3] Diğer tüm bariatrik cerrahilerde olduğu gibi gastrik bypass sonrası da kilo verilmesi için hastaların kilo verme kararlılığı göstermesi ve yaşam boyu sürdürebilecekleri sağlıklı alışkanlıklar kazanması gerekir. Gastrik bypass sonrası beslenme sürecinde sıvı, püre ve katı diyet aşamaları harfiyen takip edilmeli ve yaşam boyu vitamin ve mineral desteği kullanılmalıdır.[4]

Hedeflenen ölçüde kilo verilmesi ve fazla kiloya eşlik eden tehlikeli ikincil hastalıkların geriletilmesi ya da remisyona uğraması için hastaların yaşlarına, genel sağlık durumlarına ve kilolarına uygun egzersizleri yapmaları da oldukça önemlidir. Böylece hem besin alımının hem de besin emiliminin kısıtlandığı mide bypass ameliyatı sonuçlarının verimliliği artırılabilir. Operasyon sonrası süreçte kurallara uyum sağlandığı takdirde laparoskopik gastrik bypass ameliyatı olan hastaların %80’inin fazla kilolarının %70’ini iki yıl içerisinde verebildikleri gösterilmiştir.[5]

Gastrik Bypass Ameliyatı Nedir?

Halk arasında aşırı şişmanlık olarak da bilinen obezite yol açtığı fiziksel ve psikolojik sorunlarla etkisini giderek artıran; neden olduğu sistemik hastalıklarla yaşamı tehdit edebilen bir rahatsızlıktır.

Kendi çabasıyla uyguladığı diyetler ve egzersizler sonuç vermeyen obezite hastaları, yapılan tetkikler sonucu herhangi bir sorun olmadığında ve operasyon için gerekli nitelikleri taşıdıklarında, cerrahların da onayıyla gastrik bypass operasyonu geçirebilirler.

Gastrik bypass ameliyatı uzun yıllardır uygulanmaktadır ve American Society for Metabolic and Bariatric Surgery tarafından kilo verme ameliyatlarının altın standardı olarak kabul edilmektedir.[6] Mide bypass olarak da adlandırılan gastrik bypass ameliyatı, dünya genelinde en çok başvurulan obezite cerrahisi çeşitlerinden biridir. Bu operasyon dahilinde hem mide küçültülür hem de besin emilim mekanizması, bağırsakların kesilip mide ile yeni bağlantılar kurulması yoluyla, değiştirilir.

Mide baypası ameliyatının temel hedefi kilo verilmesini sağlamak ve bu yolla kalp hastalıkları, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, tip 2 diyabet, obstrüktif uyku apnesi ve alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması gibi sistemik hastalıkların tersine çevrilmesi veya iyileştirilmesidir. Tüm bunlara ek olarak hızlı ve dramatik kilo kayıplarına bağlı olarak hastaların yaşam kalitelerinin yükseltilmesi ve mortalite oranlarının düşürülmesi de mümkündür.

Gastrik bypass sonrası kilo verilmek için ideal koşullar yaratılsa da operasyon ideal kiloya ve sağlığa kavuşmak adına yalnızca bir aşama olarak değerlendirilmelidir. Hastalar post operatif süreçte yaşam tarzı değişiklikleri yapmaya istekli ve kararlı olmalıdır.

Gastrik Bypass Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Operasyon genel anestezi altında, hastaların ihtiyaçları doğrultusunda açık ya da kapalı teknikle gerçekleştirilebilir. Ancak genel olarak laparoskopik yöntemle yapılmasının tercih edildiği ifade edilebilir. Laparoskopik gastrik bypass ameliyatı için genellikle karın bölgesinden 5 trokar deliği açılması önerilmektedir. Bu deliklerin çapı yapılacak işlemler doğrultusunda değişiklik göstermekle birlikte genel olarak 3 trokar deliğinin 12 mm, 2 trokar deliğinin ise 5 mm olduğu ifade edilebilir.[7]

Tüp mide ameliyatı gibi gastrik bypass ameliyatı da ciltte belirgin kesiler atılmadan özel cerrahi aletlerle karın içi bölgesinden gerçekleştirilir. Daha önce de belirtildiği gibi gastrik bypass cerrahisi iki aşamalı bir nitelik taşır. Operasyonun ilk bölümünde mide küçültülür. Cerrah, midenin üst kısmını midenin geri kalanından ayırarak yaklaşık bir yumurta büyüklüğüne sahip yeni bir mide kesesi veya mide poşu oluşturur.

Daha sonra ince bağırsak bölünür ve bölünen ince bağırsağın alt ucu yeni oluşturulan mide kesesine bağlanır. Bölünen bağırsağın üst kısmı ise ince bağırsakla daha aşağı notadan birleştirilir. Böylelikle midenin geniş kısmına yiyecekler ulaşmaz, ancak midenin geniş kısmından salgılanan asitler ve enzimler ince bağırsakların birleşim yerinden yiyeceklerle birleşir.[8]

Gastrik Bypass Kimler İçin Uygundur? Yaş Sınırlaması Var mıdır?

Gastrik bypass ameliyatı avantajları oldukça fazla olsa da bu operasyon fazla kilo sorunu bulunan herkese uygulanamaz. Operasyonun etkinliği ve başarısı için hasta seçimi oldukça önemlidir.

  • 18 yaşından büyük 65 yaşından küçük olan,
  • Vücut Kitle İndeksi değeri 40 ve üzerinde bulunan,
  • Vücut Kitle İndeksi değeri 35 ve üzerinde olup obezite nedeniyle ikincil sağlık sorunları yaşayan,
  • Vücut Kitle İndeksi değeri 30 ve üzerinde olup kontrol edilemeyen tip 2 diyabet veya metabolik sendromu hastalığına sahip olan[9] kişiler mide baypası için uygun kabul edilirler.

Tüm bu gerekliliklere ek olarak, hastaların gastrik bypass öncesi yapılması gereken tetkikler doğrultusunda operasyona uygunluğunun belirlenmesi çok önemlidir. Alkol bağımlılığı olan, operasyon sonrası sürecin gerekliliklerini yerine getirmek için kararlı bir duruş sergilemeyen, mental bir hastalığı bulunan kişiler gastrik bypass ameliyatı için uygun kabul edilmez. Aynı zamanda ciddi kalp yetmezliği bulunan, stabil olmayan koroner arter hastalığı yaşayan, Crohn hastalığı olan, yeme bozukluğu yaşayan ve anestezi için sağlığı engel teşkil eden hastalar da operasyon için uygun olarak nitelendirilmez.

Gastrik bypass ameliyatı için yaş sınırından bahsedilmesi mümkündür. 18 yaşından küçük ve 65 yaşından büyük hastalar için bu operasyon daha riskli olabilir. Ancak hastaların genel sağlık durumları da bu noktada belirleyici öneme sahiptir. Sahip olunan kronik hastalıkların değerlendirilmesi sonucunda yaş aralığının genişletilmesi mümkün olabilir.

Gastrik Bypass Ameliyatı İçin Hangi Testler Uygulanmalı?

Gastrik bypass ameliyatı öncesi yapılması gereken tetkikler oldukça çeşitlidir. Hem laboratuvar testlerinin hem de görüntüleme yöntemleri ile elde edilen sonuçların eş zamanlı olarak multidisipliner bir yaklaşımla  (endokrinoloji uzmanı, kardiyoloji uzmanı, dahiliye uzmanı, anestezi uzmanı, genel cerrah ve göğüs hastalıkları uzmanı tarafından) değerlendirilmesi gerekir.

Operasyon öncesinde kan tahlilleri, mide endoskopisi, akciğer grafisi, solunum fonksiyon testleri, EKG, uyku testi (Polisomnografi), tam batın ultrasonu gibi testlerin yapılmış olması önemlidir. Eğer hastalarda Gastroözofageal reflü hastalığı (GERD) veya peptik ülser hastalığı bulunuyorsa özofagogastroduodenoskopi (EGD) sonuçları da değerlendirmeye alınmalıdır.[10]

Test sonuçlarına ya da hastaların tıbbi geçmişine bağlı olarak ek uzmanlık konsültasyonları da gerekli olabilir. Elde edilen tüm veriler genel hastanın gerek anesteziye gerekse operasyona uygunluğu hakkında önemli veriler sunar. Bu kapsamda psikolojik konsültasyonlar da gerçekleştirilerek hastaların post operatif sürece ne denli hazırlıklı oldukları da değerlendirilebilir.

Gastrik Bypass Ameliyatı Sonrası İyileşme Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

İyileşme süreci hem operasyon sırasında uygulanan tekniğe hem hasta özelindeki faktörlere hem de hastanın cerrahların önerilerine ne denli uyum sağladığına göre değişiklik gösterebilir. Laparoskopik mide baypası sonrası hastanede 2-3 gün yatış gerekebilirken açık teknikle uygulanan mide baypası cerrahisi sonrası bu süre uzayabilir.

Operasyondan sonraki günlerde kesi bölgelerinde basit ağrı kesicilerle kontrol altına alınabilen bir ağrı oluşumu söz konusu olabilir. Operasyon günü genel kontrollerin yapılmasının ardından kan dolaşımının hızlanması ve karın içindeki gazın çıkarılması için hafif yürüyüşlerin yapılması gerekir.

Taburcu işlemleri mide kaçak testinin sonuçları ve genel sağlık durumu doğrultusunda gerçekleştirilir. Hastalar eve döndükleri anda dehidrasyon riskinin minimize edilmesi için günlük su tüketimlerine dikkat etmelidir. Operasyondan sonraki ilk birkaç haftanın dinlenilerek ve yeterince uyunarak geçirilmesi önemlidir. Uyku iyileşme sürecini pozitif şekilde destekler.

Gastrik bypass ameliyatı sonrası beslenme kurallarına bu dönemde uyum sağlanmaya başlamalı ve beslenme uzmanları ile birlikte hareket edilmelidir. Tam iyileşme gerçekleşene kadar alkol ve sigaradan uzak durulmalı, mümkünse hem iyileşme sürecine hem de genel sağlığa zarar veren benzer alışkanlıklardan da vazgeçilmelidir.

Mide baypası sonrası mide küçüldüğü için hem besin emilimi azalacak hem de bağırsaklar bypass edildiği için vücut tarafından emilen mineral ve vitamin miktarı düşecektir. Bu nedenle hasta özelinde önerilen vitamin ve mineral kullanımının kesinlikle ihmal edilmemesi gerekir. Bu kapsamda multi vitaminler, B12, kalsiyum ve D vitamini gibi takviyelere ihtiyaç duyulacaktır.[11]

Gastrik bypass sonrası günlük yaşama dönüş hastanın yaşı, genel sağlık durumu gibi değişkenler doğrultusunda değişiklik gösterebilir. Gastrik bypass cerrahisi sonrası aktiviteler kontrollü bir şekilde gerçekleştirilmeli ve yoğun egzersizlerden 1 ay kadar uzak durulmalıdır. Tam iyileşme gerçekleştiğinde cerrahların da onayıyla yoğunlaştırılmış spor programlarına geçiş yapılabilir. Ancak ara dönemde düşük tempolu yürüyüşlerin aksatılmaması önemlidir.

Gastrik Bypass Ameliyatı Sonrası Beslenme

Gastrik bypass sonrası beslenme kurallarına katı bir şekilde uyum sağlanmalıdır. Mide artık oldukça küçüktür ve iyileşme süreci devam etmektedir. Bağırsaklar bölünmüştür ve besin emilimini azaltacak şekilde yeniden birleştirilmiştir. Her iki alanda da dokuları bir arada tutan zımbalar bulunur. İyileşme sürecinde stapler hattına baskı uygulanmaması gerekir. Çok miktarda yiyecek tüketilmesi veya gazlı içeceklerin içilmesi mide kaçak riskini artırır. Herhangi bir komplikasyonun oluşma riskinin minimize edilmesi için ameliyat sonrası süreçte beslenme dört temel döneme ayrılabilir: sıvı diyet dönemi, püre gıda ve protein içekleri dönemi, yumuşak gıda dönemi ve katı gıda dönemi.[12]

Mide baypası sonrası sıvı diyet döneminde cerrahlar ve beslenme uzmanları tarafından önerilen miktarda berrak ve tanesiz sıvılar yavaşça yudumlanarak tüketilmelidir. Yağsız et suları, ayran, yağsız süt gibi protein oranı yüksek içeceklerin tercih edilmesinde fayda vardır. Operasyondan sonraki ilk hafta boyunca sıvı diyet beslenme kurallarına katı bir şekilde uyum sağlanmalıdır.

Beslenmenin ikinci aşaması püre formunda yiyeceklerin ve protein içeceklerinin tüketilmesini gerektirir. Hekim ve diyetisyen beslenmede ikinci aşamanın ne zaman başlayacağını belirleyecektir. Bir veya iki hafta boyunca, çok küçük porsiyonlarda gün boyunca birkaç kez püre haline getirilmiş yiyecekler tüketilebilir. Bu aşamada yavaş yemeye odaklanılması önemlidir. Her küçük porsiyon yumuşak gıdanın, 30 dakikalık bir süre içinde tüketilmesi gerekir. Her öğünü yavaş yemek alışkanlık olarak benimsenmelidir. Bu dönemde protein içeceklerinin de alınması gerekebilir. Günde 60-70 gram protein tüketilmesi önemlidir. Her zamanki gibi yağlı, şekerli ve gazlı içeceklerin ya da yiyeceklerin tüketilmemesine dikkat edilmelidir.

Beslenmenin üçüncü aşamasında yumuşak gıdalar tüketilebilir. Hekimler veya beslenme uzmanları hasta özelinde bu beslenme programının ne kadar sürmesi gerektiği hakkında bilgi aktarır. Çatalla kolaylıkla ezilebilecek yumuşak yağsız etler ve sebzeler beslenme programına eklenebilir.

Beslenme programının son aşamasında katı diyete geçiş yapılabilir. Bu dönemde öğünler küçük porsiyonlar halinde tüketilmelidir. Çok hızlı yemek yemekten kaçınılması ve her yeni gıdaya verilen reaksiyonun gözlemlenmesi için her öğünde farklı yiyecekler tüketilmelidir. Sağlıklı yiyeceklerin küçük porsiyonlar halinde yenmesinin hedeflendiği bu dönemde katı – sıvı ayrımının mutlaka oturtulmuş olması gerekir. Yemeklerden önceki ve sonraki yarım saatlik periyotta sıvı tüketilmemelidir.

Mide Bypass Ameliyat Sonrası Egzersiz ve Spor

Gastrik bypass ameliyatı sonrası hayat farklı gerekliliklerle devam eder. Sağlıklı beslenmenin yanı sıra düzenli egzersizlerin de ihmal edilmemesi gerekir. Operasyondan sonraki 1-2 ay dahilinde ağır egzersizlerden kaçınılmalı ve yürüyüş dahil olmak üzere en hafif aktivitelere dahi yavaş tempoyla başlanmalıdır. Egzersizlerin temposu ve türleri belirlenirken hastaların operasyon öncesindeki fitness seviyesi göz önünde bulundurulur. Erken dönemde yürüyüşlerin yapılması kan dolaşımının artması, hücrelere daha çok oksijen iletilmesi ve hastaların duygu durumlarının pozitif bir seyre yükselmesi için oldukça önemlidir.

Gastrik bypass sonrası spor ve egzersiz programlarının düzenli olarak revize edilmesi gerekir. Yapılan aktivitelerin yoğunluğu ve süresi her geçen gün azar azar artırılmalıdır. Kan basıncını çok artıran ve çeşitli komplikasyonlara neden olabilecek egzersizlere başlanmadan mutlaka hekimlerle görüşülmesi gerekir. Tam iyileşme tamamlanmadan yüksek tempolu egzersizler hastalara zarar verebilir.

Bu yazıda kullanılan akademik kaynaklar:

Hasta Temsilciniz Mustafa'ya Sorun

Daha Fazla mı Öğrenmek İstiyorsunuz?

Yapmanız gereken tek şey bize WhatsApp’tan ulaşmak ve Tüp Mide hakkındaki tüm sorularınızı sormak. Size tüm detayları anlatmaktan mutluluk duyarız.

İlgili Yazılarımız

Gastrik Bypass Ameliyatı

Gastrik Bypass Ameliyatı (Roux-en- y Gastric Bypass) Yazı Başlıkları Mide baypası ve RNY gastrik bypass gibi farklı isimlerle de bilinen Gastrik Bypass en sık başvurulan …

Devamını Oku →

Revizyonel Bariatrik Cerrahi

Revizyonel Bariatrik Cerrahi (İkinci kez yapılan bariatrik cerrahi) Yazı Başlıkları Revizyonel Bariatrik Cerrahi Geleneksel diyetler veya uygulanan egzersiz programları neticesinde fazla kilolarını veremeyen ve fazla …

Devamını Oku →

Mide Balonu Operasyonu

Mide Balonu (Ameliyatsız Zayıflama) Yazı Başlıkları Mide Balonu Obezite görülme yaşı giderek düşen ve dünya genelinde her geçen gün daha çok kişiyi etkisi altına alan …

Devamını Oku →
Scroll to Top